Ş-Ẕ-Ẕ Kökünün Semantik Evrimi: Cahiliye Döneminden Modern Arapçaya Anlam Değişimleri

Bu çalışma, ş-ẕ-ẕ (ش-ذ-ذ) kökünün tarihsel seyrini etimolojik, semantik ve disiplinlerarası bir perspektifle inceleyerek, klasik dönemden çağdaş döneme uzanan anlam evrimini analiz etmiştir. Araştırmanın temel hedefi, söz konusu kökün tarihsel süreç içerisinden uğradığı anlamsal değişim ve dönüşümle...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Melek Bulut
Format: Article
Language:Arabic
Published: Burdur Mehmet Akif Ersoy University 2025-06-01
Series:Burdur İlahiyat Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4757799
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Bu çalışma, ş-ẕ-ẕ (ش-ذ-ذ) kökünün tarihsel seyrini etimolojik, semantik ve disiplinlerarası bir perspektifle inceleyerek, klasik dönemden çağdaş döneme uzanan anlam evrimini analiz etmiştir. Araştırmanın temel hedefi, söz konusu kökün tarihsel süreç içerisinden uğradığı anlamsal değişim ve dönüşümleri tespit etmektir. Ayrıca çağdaş sözlüklerde ve Arap dilbilimi, hadis, kıraat gibi muhtelif disiplinlerde ortak bir kavram olarak kullanılan şâz lafzının anlamında öne çıkan “muhalefet” vasfının, kökün ilk kullanımlarıyla ilişkisini ortaya koymaktır. Bu çerçevede yapılan analizler, ş-ẕ-ẕ kökünün, ilk ve klasik dönem sözlüklerinde “uzaklaşma, ayrılma, kendini izole etme, tek kalma (infirâd, teferruk/mufâraka)” gibi nötr anlamlarla ilişkilendirildiğini göstermiştir. Bu anlamlar, Cahiliye dönemi şiiri ile erken sözlük literatüründe hem fiziksel hem de sosyal bağlamlarda kullanılmıştır. Ancak İslamî dönemin başlangıcından itibaren, dinî ve toplumsal normların etkisiyle bu semantik çerçevenin dönüşüme uğradığı, söz konusu kökün anlam alanının daralarak özellikle “normatif otoriteye muhalefet” fikriyle daha belirgin bir şekilde örtüştüğü gözlemlenmiştir. Nitekim hadis rivayetlerinde bu ayrılma eylemi (شذّ), cehennemle ilişkilendirilen olumsuz bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Bu durum, söz konusu ayrılma eyleminin salt fiziksel bir ayrılmayı değil, aynı zamanda amelî ve itikadî düzeyde bir muhalefeti de içerdiğine işaret etmektedir. Ayrıca ş-ẕ-ẕ kökünde görülen bu daralma, modern Arapça sözlüklerde de kendini göstermiş, şâz kavramı artık “muhalif, sapkın ve aykırı” gibi olumsuz çağrışımlarla tanımlanmıştır. Öte yandan, şâz lafzının çağdaş sözlüklerdeki kullanımı, “ahlaki sapma,” “eksantrik karakter” ve “mutant organizma” gibi toplumsal ve ahlaki normların dışına çıkan tüm fenomenleri kapsayacak şekilde genişlemiştir. Böylece literatürde şaz lafzı, dilsel bir olgu olmanın ötesinde, meşru olanın sınırlarını tayin eden epistemik bir işlev görmüştür. Sonuç olarak ş-ẕ-ẕ kökü, dilin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda epistemik otorite ve sosyal kontrolün dil üzerinden nasıl inşa edildiğini gösteren önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bu çalışma, kavramın çok katmanlı anlam haritasını ortaya koyarak dilin dinamik doğası ve zaman içindeki evrimini anlamada alana önemli bir katkı sunmaktadır.
ISSN:2980-2407