İslâm Hukukunda Hayvan İstismarı Suçu ve Cezası

Allah, mahlûkatı yaratmış ve yaşam hakkı tanımıştır. İnsanın canını ve malını koruma altına aldığı gibi hayvanatın da varlığını koruma altına almıştır. Bu bağlamda hayvanlara karşı merhametli ve şefkatli olmayı emretmiş; onların dövülmelerini, tutsak edilmelerini, istismar edilmelerini yasaklamıştır...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: İbrahim İlhan
Format: Article
Language:Arabic
Published: Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı 2025-06-01
Series:İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4055046
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Allah, mahlûkatı yaratmış ve yaşam hakkı tanımıştır. İnsanın canını ve malını koruma altına aldığı gibi hayvanatın da varlığını koruma altına almıştır. Bu bağlamda hayvanlara karşı merhametli ve şefkatli olmayı emretmiş; onların dövülmelerini, tutsak edilmelerini, istismar edilmelerini yasaklamıştır. Bu yasağa rağmen insanoğlu, bazen fıtratına uygun olmayan davranışlar sergileyebilmiştir. Bunun bir sonucu olarak hemcinsine şiddet ve istismarda bulunduğu gibi kendi dışındaki varlıklara da bunu reva görmüştür. İstismar kavramı çok geniş bir anlam alanına sahip olup hem maddi hem de manevi istismarı kapsamaktadır. Hayvanata karşı işlenen maddi istismarın başında hayvanın cinsel olarak istismar edilmesi gelmektedir. Hayvanın cinsel olarak istismar edilmesi İslâm hukukunda genel hatlarıyla suçu işleyen kimseye verilecek ceza, istismara uğrayan hayvanın durumu ve istismara uğrayan hayvan şayet eti yenen hayvanlardan ise etinin yenilip yenilemeyeceği konuları olmak üzere üç başlık altında incelenmiştir. İslâm hukukçuları cinsel olarak istismarda bulunan kimseye verilecek ceza konusunda; mutlak anlamda ölüm, şayet kişi muhsan ise recm; değilse celde veya tazir olmak üzere ilgili cezalardan birinin verileceğini söylemişlerdir. Bu konuda farklı görüş serdetmelerinin temel nedeni konu hakkındaki rivayetlerin farklılığıdır. Konuya rivayet merkezli yaklaşan müçtehitler, farklı içtihatlarda bulunmuş ve farklı sonuçlara varmışlardır. Bu içtihatlardan mutlak manada ölüm ile had cezasını savunan âlimlerin azınlıkta kaldığı, tazir cezasını öngören yaklaşımın ise âlimlerin çoğu tarafından tercih edildiğini söyleyebiliriz. Cinsel istismara uğrayan hayvanın durumu konusunda ise hayvanın kesilmesi/öldürülmesi gerekir, kesilmesi/öldürülmesi gerekmez, eti yeniyorsa kesilmesi gerekir; aksi durumda gerekmez şeklinde üç yaklaşım ortaya konmuştur. Bu üç yaklaşımdan kesilmesi/öldürülmesi gerekir, görüşünün âlimlerin çoğu tarafından tercih edildiğini söyleyebiliriz. Bu üç görüşten hayvanın dahlinin bulunmadığı bir meselede cezalandırılmasını doğru bulmadığımızdan hayvanın kesilmesi/öldürülmesi gerekmez yaklaşımının daha isabetli olduğu kanaatindeyiz. Öte yandan şayet istismara uğrayan hayvan, eti yenen hayvanlardan ise kesilir ama eti yenmez, şeklindeki yaklaşıma da katılmadığımızı belirtmek isteriz.
ISSN:1304-1045