Kuveytli Yazar İsmâil Fehd İsmâil’in es-Sebîliyyât Adlı Romanında Rüya-Gerçek İkilemi

Rüyalar insan hayatında önemli yeri olan ve sırrı çözülemeyen gizemli bir olgudur. Rüyaların gizemi pek çok alanda (psikoloji, tasavvuf, edebiyat, din…) ve Freud başta olmak üzere pek çok bilim insanı tarafından araştırılmıştır. Ancak rüyalar çözülemeyen gizemi nedeniyle farklı inanışlarda farklı şe...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Sevda Çetin
Format: Article
Language:Arabic
Published: Gaziantep University 2025-06-01
Series:İlahiyat Akademi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4627698
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Rüyalar insan hayatında önemli yeri olan ve sırrı çözülemeyen gizemli bir olgudur. Rüyaların gizemi pek çok alanda (psikoloji, tasavvuf, edebiyat, din…) ve Freud başta olmak üzere pek çok bilim insanı tarafından araştırılmıştır. Ancak rüyalar çözülemeyen gizemi nedeniyle farklı inanışlarda farklı şekillerde yorumlanmıştır. Rüyaların kötü ruh hali, travmalar, bastırılmış duygular, stres ve depresyon gibi psikolojik sorunların yanı sıra çevresel nedenler sonucunda görüldüğüne dair çok sayıda görüş bulunmaktadır. İnsanoğlu, rüyasında gördüğü olaylardan olumlu-olumsuz düşüncelere ya da rüyaların bir mesaj olabileceği hissine kapılabilir. Bu nedenle rüyaların insan üzerinde önemli bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür. Birçok farklı alana konu olan rüya olgusu, edebiyat alanında da önemli bir yer tutmaktadır. Edebiyatta rüyalar, eserleri ve karakterleri yönlendiren bir etkiye sahiptir. Kuveytli yazar İsmâil Fehd İsmâil, es-Sebîliyyât adlı romanında rüya örneğini çokça kullanmıştır. Romanda, rüya-gerçek ikileminde yaşayan yaşlı bir kadının gerçeküstü hayatı anlatılır. 1980 yılında patlak veren İran-Irak savaşında, İran bölgesine yakın olan yerlerde yaşayan halk zorunlu göçe tabi tutulur. Zorunlu göçe maruz kalan yerlerden biri de es-Sebîliyyât köyüdür. Romanın ana kahramanı olan Ümmü Kâsım da köyün yerleşimcilerinden biridir. Ümmü Kâsım, ailesi ile birlikte doğup-büyüdüğü köyünden ayrılarak Necef’e yerleşir. Ancak bu zorunlu göç, yaşlı kadında uyum sorunu, depresyon ve kaygı gibi psikolojik sorunlara yol açar. Göç sonrası, Ümmü Kâsım, yeni çevresine uyum sağlamakta güçlük çeker ve köyüne duyduğu özlemle başa çıkmaya çalışır. Bir süre sonra Ümmü Kâsım’ın vefat eden kocası Bû Kâsım, sürekli rüyasına gelir. Ümmü Kâsım görmüş olduğu bu rüyaları bir mesaj olarak düşünür, yaşadığı sıkıntıların çözümüne bir yol bulmaya çalışır. O, rüyalarını yorumlayarak gördüklerini geçmişten bir mesaj ya da gelecekte geçekleşmesi muhtemel olaylar olarak kabul edip kendince birtakım önlemler alır. Rüyalarıyla hareket etmeye başlar. Yaşlı kadın, rüyalarında sonradan oluşabilecek felaketleri önleyebildiği için görmüş olduğu rüyalarını yorumlamada oldukça başarılı tahminlerde bulunduğu söylenebilir. Rüyalarının kendisine verdiği mesajlar, asla pes etmemesi gerektiğini vurgulaması yönüyle önemlidir. Geçmişine duyduğu özlem de bu kararlı çabasına destek olmaktadır. Romandaki rüya olgusu, yaşlı kadının aidiyet duygusunu ve geleceğe dair umutlarını ortaya koyar. Bu romanda yaşlı kadının yaşadığı içsel ve dışsal dönüşümler ele alınmaktadır. Eserin kurgusu, rüya ile gerçek ikilemi arasında gidip gelen bir anlatımla şekillenir. Yaşlı kadının rüyalarında aldığı mesajlar, onun geçmişe, geleceğe ve aidiyet duygusuna olan bağlılığını simgeler. Bu çalışmanın amacı romanın ana kahramanı Ümmü Kâsım’ın gördüğü rüyalar aracılığıyla rüya-gerçek arasında nasıl bir bağ kurduğunu incelemektir. Bu bağlamda çalışma, sadece Ümmü Kâsım’ın gördüğü rüyalarla sınırlı tutulmuş, diğer kahramanların ruhsal halleri ve gerçeklikle kurduğu ilişkiler incelenmemiştir. Sonuç olarak inceleme sürecinde, rüyaların romandaki işlevinin, bireysel bir bilinç yansımasının ötesine geçerek es-Sebîliyyât köyünün geleceğine yönelik sembolik ve kurgusal ipuçları taşıdığı tespit edilmiştir. Bu yönüyle romanın, rüya ve gerçeklik arasındaki sınırı sorgulayan ve sezgisel bilgiyi merkeze alan sembolik bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Bu çalışmada çağdaş Kuveyt edebiyatının önemli yazarlarından biri olan İsmâil Fehd İsmâil’in es-Sebîliyyât adlı romanında rüya olgusunun romana ve kişilere etkisi üzerinde durulacaktır. Roman bir bütün olarak, metne bağlı inceleme yöntemi ışığında ele alınacak, kitapta yer verilen rüya olgusu irdelenecektir.
ISSN:2149-3979