Edebi Bir Eser/Ürün Olarak Roman Işığında Din Felsefesine Varoluşçu Bir Bakış
İnsan varoluşundan bu yana hem felsefe hem de sanat aracılığıyla varlığının anlamını ve evrenle ilişkisini sorgulamıştır. Bu sorgulama yolculuğunda felsefe, akıl yoluyla evrensel sorunlara çözüm ararken sanat, insanın duygusal ve düşünsel dünyasını ifade etme aracı olarak ortaya çıkar. Felsefenin al...
Saved in:
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | English |
Published: |
Muş Alparslan University
2025-06-01
|
Series: | Din ve Bilim Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/dinbil/issue/92832/1639051 |
Tags: |
Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
|
Summary: | İnsan varoluşundan bu yana hem felsefe hem de sanat aracılığıyla varlığının anlamını ve evrenle ilişkisini sorgulamıştır. Bu sorgulama yolculuğunda felsefe, akıl yoluyla evrensel sorunlara çözüm ararken sanat, insanın duygusal ve düşünsel dünyasını ifade etme aracı olarak ortaya çıkar. Felsefenin alt disiplinlerinden biri olan din felsefesi ise Tanrı’nın varlığı, dinin anlamı ve insanın Tanrı ile ilişkisi gibi temel konuları incelerken, bu inceleme farklı felsefi yaklaşımlarla derinleşir. Örneğin, çağdaş felsefede öne çıkan Analitik ve Kıta felsefesi yaklaşımları/ayrımları, Tanrı ve din olgularını farklı açılardan ele alır. Analitik felsefe, mantık ve akıl yürütme yoluyla metafiziksel konuları incelerken Kıta felsefesi, fenomenolojik ve hermenötik yöntemlerin de katkısıyla varoluşçuluk gibi akımlarla insanın iç dünyasına ve deneyimlerine odaklanır. Bu noktada sanatın içinde özellikle edebiyatın, insanın hikayelerini, deneyimlerini ve düşüncelerini anlatarak insanı ve dünyayı anlama yolunda önemli bir araç olduğu göze çarpar. Edebiyatın türlerinden olan roman ise insan deneyimini çok yönlü ele alarak bütünsel bir yöntemle insan doğasının karmaşıklığını ve zenginliğini ortaya koyar. Bu noktada, Kıta felsefesinin felsefi çıkarımlar yaparken dönemin tarihi, kültürel olgularını göz önünde bulundurması ve fenomenolojik-hermenötik yöntemle felsefi yönelim sergilemesi, romanlarla ve dolayısıyla edebiyatla doğal bir birliktelik kurar. Kıta felsefesinin bu yaklaşımı, edebi metinlerin bütüncül bir şekilde ilettiği mesajlarla örtüşür. Edebi metinlerin derinlemesine incelenmesi ve Kıta felsefesinin kullandığı yöntemlerle bir araya getirilmesi, felsefi çıkarımların zenginleşmesine ve derinleşmesine olanak tanır. Bu sayede edebi eserler, felsefi düşüncelerin somutlaştırılması ve yorumlanması için verimli bir zemin oluşturur. Bu kısa ve zorunlu açıklamanın ışığında, makalenin temel amacı, Kıta felsefesinin insan odaklı bakış açısının, roman gibi edebi eserler aracılığıyla Analitik felsefenin ortaya koyduğu analiz ve mantık yürütmenin yanında, din felsefesine yeni bir perspektif sunmaya çalışmaktır. Bu bağlamda romanların, bütüncüllüğü sayesinde, Kıta felsefesinin perspektifinden, derin mesajlarını iletmede önemli bir etkiye sahip olduğu ve felsefi kavramları okuyucunun zihnine ve duygusal dünyasına daha etkili bir şekilde nüfuz ettirdiği savunulmaktadır. Kısaca, edebiyatın felsefi düşünceleri somutlaştırma ve sorgulama gücünden yararlanarak roman örnekleri üzerinden, din felsefesine yeni bir bakış açısı getirmeye çabalamaktır. Din felsefesi literatürüne bakıldığında, Kıta felsefesi ve edebiyatın kesişiminin incelendiği çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Özellikle, farklı coğrafyalardan ve kültürlerden seçilen romanlar üzerinden insanın anlam arayışı ve dini deneyiminin hermenötik yöntemle incelendiği çalışmaların azlığı göze çarpmaktadır. Bu çalışma, varoluşçu felsefe temel alınarak ve edebiyatın felsefi düşünceleri somutlaştırma ve sorgulama gücünü kullanarak din felsefesine yeni bir bakış açısı getirmeyi hedeflemektedir. En nihayetinde bu çalışma, edebiyat ve felsefenin kesişim noktasında, insanın varoluşsal sorgulamalarına yanıt arayarak din felsefesine özgün bir bakış açısı sunmaya gayret etmektedir. Literatüre yapılacak bu katkının, benzer disiplinlerarası araştırmaların önünü açacağı umulmaktadır. Çalışma sonucunda romanların; bütüncül yapısı ve yaşamın içinden örneklerle olması, Kıta felsefesinin savunduğu yöntemlerin doğal sonucu olan varoluşçuluğun, derin mesajlarını iletmede etkili bir araç olduğu ve böylece din felsefesine yeni bir bakış açısı kazandırabileceği sonucuna ulaşılmaya çalışılır. Böylece bu çalışma, insan deneyiminin karmaşıklığını ve zenginliğini ortaya koyarak, analitik felsefenin analiz ve soyut akıl yürütme yöntemlerinin yanında varoluşsal sorgulamalara ve anlam arayışlarına yeni bir perspektif getirebilir. |
---|---|
ISSN: | 2667-7717 |